9 Eylül 2009 Çarşamba

Yurtta Kalmak

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrenci yurdunda kalıyorum. Bu sene 4. yılım yurtta. Bu yıla kadar yurt fena değildi. Fakat bu yıl yurtta bazı değişikliklere gidildi.
Geçtiğimiz yıllarda yaz aylarında kalsak da kalmasak da yurt ücretini yatırıyorduk.  Yurtta kalmayan öğrencilerin yerine yerleştirilen öğrencilerden de alınan ücretlerle  bir taşla iki kuş vurulmuş oluyordu. Ancak bu yıl yaz ayında yurtta kalmayan öğrencilerden ücret alınmadı. Tüm eşyalarımızı çıkarmamız istendi. Tamam buraya kadar anladık diyelim. Hatta kalmayanlardan ücret alınmayacak olması gayet mantıklı bir uygulamaydı. Ancak oda arkadaşım yurttan 10 Eylül'de çıkıcak ve yurt görevlileri, -arkadaşım eylül aidatını da yatırmış olmasına rağmen- arkadaşımın eşyalarını çıkarmasının gerektiğini belirttiler. Okul 28 Eylül'de açılıyor. Eşya çıkarmak, yurt görevlilerine göre oldukça hafif bir iş olmalı. Ne yazık ki öyle değil. KIyafetlerimiz, kitaplarımız, battaniyelerimiz, bardak, tabak vs. Tüm eşyaları toplayıp otobüse götürmek, kargoya vermek vs. oldukça zahmetli ve tek başına altından kalkılması çok güç bir şey. Üstelik bunu 18 gün için yapmak. Ne kadar da mantıksız. Bu kadar zahmete gir, sonra geri taşı.


Görevlilere bir şey söylediğimizde bizi ön yargıyla dinliyorlar. Sanki biz İstanbul'a gezmeye tozmaya gelmişiz. Yurttan da bir türlü çıkmayacağız. Gerçekten çok önyargılılar...

Kaldığımız odalar küçük olduğu için odada kitaplarımıza yer bulmak oldukça güç. Bu nedenle etüt salonunda da kitap bırakıyoruz. Pek çok devlet yurdunda etüt salonlarında öğrencilere özel, kilitli dolaplar bulunuyor. Bizim yurtta böyle bir imkanımız yok. Herkesin erişimine açık raflara koyabiliyoruz.

Yaz başında İstanbul'da staj yaptığım için yurtta kalıyordum. Etüt salonunda temizlik yapılmış ve ne kadar kitap, defter, kalem, kağıt vs. varsa geri dönüşüme gönderilmiş. Bazı arkadaşlarımızın tüm ders kitapları, ders notları oradaydı. Hem manevi hem de maddi anlamda ciddi bir kayıp. Bu materyalleri geri dönüşüme gönderen bir zihniyet bir üniversite yurduna kadar girmişse daha ne olsun.

Geri dönüşüm olayında sonra yurtta resmen şok yaşandı. Tabi yurt görevlileri çok üzgündü. Kitaplar yanlışlıkla geri dönüşüme gönderilmişti. Temizlik görevlileri yanlış anlamıştı. -Emir komuta zincirinin böylesine yanlış işlediği bir yerde idare nasıl olur siz düşünün. - Yurt görevlileri, kitabı geri dönüşüme gönderilen öğrencilerin temizlik görevlilerin maaşından kesilmesi (duygu sömürüsü) suretiyle zor durumda kalmayacaklarını belirttiler. Tabi bildiğim kadarıyla böyle bir şey olmadı.

Yurtta yanlış anlamalar olabilir. Buna neden  olan bir öğrenciyse tutanak tutulur, yazılır, çizilir. Değilse olanlar sadece bir yanlışlıktır, uzatılmaz, konu kapatılır.

Bu yazıyı yazmamdaki amaç bir tarafı eleştirip ezilenleri oynamak değil. Bizim İstanbul'a okumak için geldiğimizi artık fark etsinler, yeter!

Stumble Upon Toolbar

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu yazı umarım gereken yerlere ulaşmıştır sevgili oda arkadaşım . .
Zaten bunu okuyan yurt görevlisinin beyin çipi yanmıştır zaten beyin çipi yanan yurt görevlisi dağa kaçmıştır zira dağda teknolojik gelişmelerden uzak kaldığı için bu kız bloğuna dava da açamaz .
NO ACCESS YES DİSCRİMİNATİON :D

Adsız dedi ki...

ahhhh canımm benimmm ah üzerinden aylar geçtikden sonra gördüm amaaaaa düşünecek kadar kapasite olmadığı için o şahıslarda hoş görmek lazım.... alıştık bu eziyete, bu zulme desem de inanma! 5 yıl oldu bıktım artık eşya getir,götür işinden... ne var sanki bize dokunmasalar;gül gibi yaşar gideriz :P ama olsun sen kurtuluyon 2 hafta sonra, 1 dönem sonrada ben inşallah:)))

 
template by suckmylolly.com flower brushes by gvalkyrie.deviantart.com